1929 Krizi’nden sonra özgürlükler ülkesi Amerika 1933’te vatandaşlarına altın sahibi olmayı yasakladı. Devlet ülkedeki tüm altınları topladı. Parasını ödeyerek tabi. Ama tüm altınları toplayan hükümet birden altın fiyatını yükselttiğini açıkladı. Yani hukuk ve demokrasinin kalesi ABD bayağı kendi vatandaşlarını bir güzel kazıkladı.
Peki buradan elde edilen gelir ile ne yapıldı: CIA, Dünya Bankası ve IMF kuruldu.
Uluslararası Para Fonu yani IMF, aslında Dünyanın merkez bankası olması için hayata geçirildi. Peki neden adı ‘Dünya Merkez Bankası’ değil? Öyle olsa IMF’yi kuranların niyetleri belli olurdu da ondan.
Zaten bu kurum IMF adıyla bile yeterince şimşekleri üzerine çekti. Bir çok gelişmekte olan ülkeyi borç batağına batırıp sömürmenin aracı oldu. En son 2001 Krizi’nde Türkiye’de yaptıkları hala akıllarda. IMF’in önerdiği programla krize girdik. Para basıp bankalarımızı kurtarmak istedik. “Olmaz öyle şey” dediler. Sonra 2008 Krizi’nde kendileri para basmanın alasını yaptı. Biz milli bankalarımızı yabancı sermayeye kaptırdığımızla kaldık.
IMF Aslında bir merkez bankasıdır. Çünkü hem altın rezervleri hem de kendi para birimi vardır. IMF’nin para birimi Special Drawing Rights (SDR) yani Özel Çekim Hakları, 1969’da fonun kuruluşunun 24. yılında çıkarıldı. Uluslararası kodu XDR ve bugün 1 SDR = 8,17 TL.
Hemen hangi döviz bürosundan alıyoruz diye saldırmayın çünkü SDR sadece fona üye ülkelerin merkez bankaları arasında kullanılabiliyor.
SDR ilk çıktığında 1 dolara eşitti. O dönemde dolar altına bağlı olduğu için SDR de altına bağlıydı. 1971’de dolarla altının bağı kopartılınca SDR küresel rezerv para birimlerinin bir sepeti haline getirildi. SDR’nin tam da dolarla altının bağının kopartılmasından sadece iki yıl önce çıkartılması da ‘zamanlama manidar’ dedirten bir olay.
SDR’nin hangi küresel para birimlerinden ve ne kadar ağırlıklarla oluşacağı beş yılda bir belirleniyor. Bugün SDR sepeti Dolar, Euro, İngiliz Sterlin’i, Japon Yen’i ve Çin Yuanı’ndan oluşuyor.
İşte bu IMF son yıllarda SDR’yi bir kripto para haline getirmeyi de dillendiriyor. Bu projeye basının taktığı isim: IMFCoin. Dönemin IMF Başkanı Christine Lagarde, 2017’de SDR’de mevcut rezerv paraların bir dijital para ile değiştirilmesinin “zorlama bir hipotez olmayacağını” söyledi. Konu hakkında the Wall Street Journal’da 5 Ekim 2017’de, James Macintosh imzasıyla çıkan makaleye göre fonun proje hakkında danışmanlık aldığı uzmanlar, IMFCoin’in piyasalarda oluşan oynaklığı bitireceğini düşünüyor. Çünkü IMFCoin’in ülkeleri rezerv biriktirmekten alıkoyacağını varsayıyorlar. Bu ‘uzmanlar’a göre IMF dünya ekonomisinin durumuna göre dijital olarak IMFCoin miktarını istediği gibi artırıp azaltabilecek.
Elbette bu bir kabus senaryosu: Tıpkı bugün FED’in istediği şekilde hiçbir sınır olmadan dolar basması gibi IMF de IMFCoin basacak. Üstelik ülkelerin kendilerini savunabilecekleri rezervler tutmalarına da engel olmaya çalışacak. Merkezi bir otorite olan, seçimle iş başına gelmeyen bir grup IMF bürokratı dünyada kimin zengin kimin fakir olacağına para basarak ya da basmayarak adeta karar verecek.
Yalnız burada bir tuhaflık var: Bu anlatılan dijital SDR projesi bugünkü klasik dijital bankacılık ile de kolayca yapılır. Bugün FED dolar basarken çoğunu klasik dijital yöntemle üretiyor. Trilyonlarca doları kağıt olarak basmıyor. Öyleyse IMF neden kripto para oluşturmak peşinde.
Çünkü IMF ve arkasındaki küresel sermaye güçleri IMFCoin’in dünyanın rezerv parası olmasına en önce ABD’nin karşı çıkacağını biliyor. ABD doların statüsünü kaybederse bugün kolayca dolar basarak kapattığı bütçe ve cari açıklarını kapatamaz. Koskoca ABD IMF’den yardım dilenen muz cumhuriyeti ekonomisine döner. ABD, bugünkü mevcut yapı (örneğin SWIFT) üzerinde çalışan bir dijital SDR’yi kolayca engeller. Oysa block zincir vb. dağıtık veritabanı teknolojileri (DLT) üzerinde çalışacak bir kripto-dijital IMFCoin’i engelleyemez. DLT Üzerinde çalışan sistemleri kapatmak için sisteme üye milyonlarca bilgisayarın hepsini kapatmak gerekir. Bu da neredeyse imkansızdır.
Şimdi küresel sermayenin lider yayın organlarından the Economist’in 1988’de çıkan kapağı daha anlamlı hale geliyor: Kapakta boynunda zincir ve coin (sikke) olan bir kuş diğer kağıt milli paraları ayakları altında eziyor ve yakıyor. Bitcoin on yıldır diğer milli paralarla yan yana varlığını sürdürüyor. Oysa IMFCoin danışmanların da ifade ettiği gibi milli rezervleri dolayısıyla milli paraları ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Kapak Bitcoin’in değil işte bu IMFCoin’in geleceğini bildiriyor.
Milli paralar tıpkı Bitcoin gibi üretim miktarlarını sınırlarsa varlıklarını güçlenerek korurlar. Oysa IMFCoin projesinde IMF zaten sınırsız para basma hakkı istiyor. Sınırsız para bastıkça milli paralar da güç kaybetmeye mahkum.
Lagarde 2017’deki açıklamasında çok önemli bir şey daha söyledi: Kripto-dijital IMFCoin’in dünya rezerv parası haline gelmesi için ‘jeopolitik’ bir olayın gerekli olduğunu ifade etti. Yani ya bir savaş ya da ekonomik kriz.
1998’de LTCM İsimli tek bir hedge fon Dünya finansal sistemini yok etme noktasına getirmişti. New York’ta Bankalar toplandı bu fonu kurtardı. 2008’de bu sefer bankalar iflas etti. Küresel finans sistemi yine çökme noktasına geldi. Bu kez merkez bankaları tarihte görülmemiş oranlarda para basarak bankaları kurtardı. Bir dahaki krizde merkez bankalarının bilançoları da para basmaktan dolu olacak. Yani merkez bankalarının kendisi batacak. Bu durumda bilançosu temiz IMF kurtarıcı olarak önümüze getirilecek. Tabi bir şartla: IMFCoin’i (ya da SDR’yi) küresel rezerv para olarak kabul etmemiz istenecek.
Bir sonraki krizde özgürlüğümüzü kaybetmek istemiyorsak, bu IMFCoin (ya da ismi her ne olacaksa) projesine karşı uyanık olmalıyız. Geleceğimiz sınırlı paralara yani Altın, Gümüş ve Bitcoin’e ve bunlarla birlikte çalışan milli paralara bağlı.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.
Kriz geldi mi dersiniz
Teşekkürler