Kripto para endüstrisi için merkeziyetsizlik oldukça önemli bir konu. Birçoğu için Bitcoin ve Ethereum gibi Blockchain tabanlı ağların mümkün kıldığı en büyük yenilik merkezi bir otoritenin bulunmaması, bu otoritelerin ortadan kaldırılması.
Resmi olarak bir şirket, vakıf ve hatta kurucusu bulunmayan Bitcoin, merkeziyetsizlik söz konusu olduğunda açık ara en önde. Gerçekten bilinen bir liderinin bulunmaması ve geçirdiği evrim onu kripto para endüstrisinde benzersiz kılıyor. Bazıları, bunları referans alarak mevcut veya gelecekteki hiçbir kripto para projesinin Bitcoin’in konumuna ulaşamayacağı iddia ediyor.
Bitcoin’in Doğuşundaki Benzersizlik
Bitcoin’in anonim yaratıcısı Satoshi Nakamoto, 2009 yılında Bitcoin’i lanse etti. Nakamoto, Bitcoin hakkında merak edilebilecek birçok konuyu en büyük kripto paranın white paper’ında her açıdan yanıtladı. Öte yandan Bitcoin’in white paper’ına bakıldığında herhangi bir marka, para biriminin daha küçük birimleri için bir isim gibi herhangi bir pazarlama planının bulunmadığı görülebilir.
Nakamoto’nun yarattığı sisteminin zarafeti aslında projeye büyük ölçüde katkı sağlamış oldu. İlk Bitcoin kullanıcılarının çoğu sadece yeni para biriminin kodunu değil, aynı zamanda Bitcoin’in sosyalleşmesine katkı sağladılar.
Kripto para ödemeleri işleme şirketi UTrust’un kurucusu Nuno Correia, Bitcoin’in gerçekten merkeziyetsiz olduğunu gösteren ve birçok kişinin gözünden kaçırdığı çarpıcı bir detaya dikkat çekti.
Correia’nun dikkat çektiği şey, bir Bitcointalk kullanıcısının 2010 yılında yaptığı öneri. Kullanıcı, Tayland Bahtı’nın sembolü olan ve bugün Bitcoin’in sembolü olarak kullanılan “฿” kripto para biriminin sembolü olarak kullanılmasını, kısaltmasının ise BTC olması önerisinde bulunuyor.
Curiosity: In 05/2010 the Thai Baht 🇹🇭 symbol ฿ was proposed to become the official bitcoin currency symbol and “BTC” as the 3 letter currency code. Then, with collective contribution, the #Bitcoin symbol was shaped to become how we know it nowadays. https://t.co/iXez83NNRh pic.twitter.com/CybwA00trJ
— Nuno (@nunocor_) March 4, 2020
Correia’un dikkat çektiği öneriye ve mesaja gelen öneri tadındaki yanıtlara bakıldığında etkileyici bir şekilde Bitcoin’in gelişimine ve benimsenmesine katkıda bulunmak isteyen birçok farklı kullanıcının bulunduğu görülüyor. Nitekim bu tartışmalarının ardından Bitcoin’in sembolü “฿”, kısaltması ise BTC olarak kabul edildi.
Ethereum’un Hikayesi ise Biraz Farklı
Bitcoin, dünyanın henüz başarılı bir dijital para birimi göremediği dönemde ortaya çıktı. Gerçekten işe yarıyor olması ve birçoğunun hayal gücündekileri yakaladığı gerçeği ona değer verdi. Nakamoto ve diğerleri, her bir Bitcoin’in bir gün çok değerli olabileceğini ima etseler de Bitcoin’i başka bir varlığın başarısını taklit etmek için inşa etmediler.
Fakat o zamandan bu yana hemen hemen her kripto para birimi projesinde durum bu şekilde olmadı. Buna dikkat çeken Bitcoin analisti Udi Wertheimer, bugüne kadarki en popüler akıllı sözleşme platformu olan Ethereum’un arkasındaki kişilerin net bir kâr beklentisiyle yola çıktıklarını iddia ediyor.
Wertheimer, Bitcoin ile Ethereum’un sosyal yönlerine bakarak, logo, marka ve açık bir organizasyonun bulunması sebebiyle Ethereum Vakfı’nın projesinin aslında merkezi olduğunu şu şekilde ifade etti:
Biliyor musunuz? Bitcoin’in logosu, Bitcoin yazılımından sonra tasarlandı. Ethereum’un logosu ise Ethereum yazılımından önce tasarlandı.
Did you know?
Bitcoin’s logo was designed after the bitcoin software
Ethereum’s logo was designed before the Ethereum software
— Udi Wertheimer (@udiWertheimer) March 9, 2020
Wertheimer, bu çıkışı ile gerçekten merkezi olan projelerin yanında, merkeziyetsizliği sorgulanan kripto para projeleri için yeni bir dönem açmış oldu. Kim bilir, gelecekte bir gün, herhangi bir kripto para projesinin merkeziyetsizliğinin sorgulanmasında logo, sembol gibi kavramların dikkate alındığına tanık olabiliriz.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.
