1947 yılından 1991 yılına kadar tam 44 yıl soğuk savaşla geçti. Bu dönemde ABD önderliğindeki Batı Bloku ile Sovyetler Birliği önderliğindeki Doğu Bloku karşı karşıya geldi. Taraflar fiziki bir savaştan ziyade, ekonomik, siyasi, teknolojik yöntemlerle güç dengesini sağlıyordu ve hatta nükleer silahları da bir tehdit unsuru olarak kullanmaktan çekinmiyorlardı.
2000’li yıllara geldiğimizde ise kartlar yeniden dağıtılarak soğuk savaşın formu yeniden şekillendi. Artık süper güçlerin elinde çok daha büyük güç unsuru teşkil eden silahlar var. Teknoloji çağında, dijitalleşmenin gücünü keşfeden piyasa yapıcılar bizlerin gündemini sıklıkla meşgul eder oldu ancak bu sefer doğu blokunu Asya temsil etmeye başladı. Peki yeni silahlarımız neler? Aslında her zaman en büyük güç paradır. Satoshi 2008 yılında Bitcoin Whitepaper’ını yayınladığında ülkelerin dijital paralara önce savaş açıp, ardından ekosistem içinde birer birer yer almak isteyeceğini tahmin edebilir miydi?
Geçtiğimiz yıl kripto para piyasaları zorlu sınavlardan geçti. Hem FTX krizi hem de LUNA-UST algoritmik stablecoin krizi, yatırımcıların güven konusunda endişe duymasına sebep oldu ve tam da bu yüzden 2023 yılının ana gündemini regülasyonların oluşturduğunu biliyorduk. Kısaca yeni yılın başından itibaren yaşanan gelişmelere bakalım
ABD Senatörü Pat Toomey 2022 yılı sona ermeden stable coin yasa tasarısını ABD Kongre’sine sunarak ihraççı şirketlerin faiz getirili ürün sunmaması veya herhangi bir yatırım şirketi gibi davranmaması koşuluyla stablecoin’lerin menkul kıymet olarak görülmeyebileceğini söylemişti.
Kripto piyasası olumlu gelişmelerin gelmesini beklerken geçtiğimiz hafta ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonun (SEC), Paxos’a yasaları ihlal ettiği gerekçesiyle dava açmayı planladığı haberi bomba etkisi yarattı. Gerekçe olarak, Paxos’un ihraç ettiği Binance USD’nin (BUSD), kayıt dışı bir menkul kıymet olması gösterildi. Paxos’un hizmetlerini sonlandıracağı haberi sonrası kullanıcılar, 2022 yılının en büyük krizine yol açan UST senaryosundan korunmak adına için BUSD’larını USDT’ye çevirmeye başladı ve hatta 1 milyar dolarlık yeni bir USDT arzı dolaşıma sokuldu. Ardından BUSD’un, 0,9950 dolar seviyesine kadar gerilediğini gördük.
Peki tüm bunlara karşılık Binance’in hamlesi ne oldu derseniz eğer, Binance CEO’su Changpeng Zhao, şirketin piyasadaki diğer ihraççıları ve USD bazlı olmayan stablecoin’leri araştırdığını belirten bir Twitter paylaşımı yaptı.
Diğer bir yandan, Hong Kong kripto paraların merkezi olmak istediğini belirten bir açıklama yapmıştı ve yine tüm bu gelişmelere paralel büyük bir adım atarak Hong Kong Menkul Kıymetler ve Vadeli İşlemler Komisyonu (SFC), 1 Haziran tarihinden itibaren bireysel yatırımcıların lisanslı platformlarda kripto para alıp satmasına izin verilmesini önerdi. En büyük iki kripto para birimi olan Bitcoin ve Ethereum’un Hong Kong borsalarında listelenmesine muhtemel olarak bakılıyor.
Gemini kurucusu, kripto paralarda bir sonraki boğa rallisinin doğudan başlayacağını söylerken, Coinbase CEO’su Brian Armstrong ise ABD’nin finans merkezi statüsünü Hong Kong gibi Asya ülkelerine kaptırma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Sonuç olarak tüm bu gelişmeler ışığında 90’lı yılların nükleer silah tehditleriyle yapılan soğuk savaş, yerini dijital dünyanın enstrümanlarına bıraktığını görüyoruz. Piyasa yapıcılar pastadan payı ya kendileri alacaklar ya da teknolojinin karşısında durarak bir adım geriye düşecekler. Hep beraber izleyip göreceğiz.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.
Çin coinlerinden uzakdurmak lazım, eos dot link waves trx xlm birde xrp gibi coinler bildiğin çöp coinler, beş para etmezler ben e yatırım yapmak için çok iyi araştırmak lazım paranızı boşa vermeyin Çin coin piç coini demek