Yükleniyor...

Fili bütün olarak değil parçalara ayırarak yemek

Önceki yazılarda alışkanlık oluşturmanın başarılı bir trade hayatı için neden önemli olduğundan ve nasıl kazanılabileceğinden bahsetmiştik.

Önceki yazılarda alışkanlık oluşturmanın başarılı bir trade hayatı için neden önemli olduğundan ve nasıl kazanılabileceğinden bahsetmiştik. Serimizin üçüncü yazısıyla devam ediyoruz.

Öncelikle gelen yorumlardan hareketle hedef belirlemeye ve mükemmeliyetçiliğe yönelik birkaç düşüncemi paylaşmak isterim. Bir önceki yazımızda kendinize “Her gün iki saat grafiklere çalışacağım” gibi bir hedef belirleyebileceğinizden bahsetmiştim. Kimisi bunu oldukça kısa bulurken kimisi ise uzun bulduğunu ifade etmiştir. Belirlediğiniz hedeflerin kişisel olması ve her kişinin hayatındaki diğer öncelikleri de göz önünde bulundurarak kendi hızında ilerlemesi gerektiğini vurgulamak isterim. Herkesin öğrenme hızı farklı olabileceği gibi öğrenme yöntemi de farklılaşmaktadır. Kimisi izleyerek ve görselleştirerek daha hızlı öğrenebilirken kimisi deneyimleyerek daha hızlı öğrenebilmektedir. Birisinin altı ayda öğrenebildiği bir yapıyı bir başkası bir yılda öğrenebilmektedir. Ayrıca sonucu bir anda yakalayamayacağınızı da fark etmek zorundasınız. Kendinize sonuç odaklı bir hedef koymaktansa parçalara ayırarak ilerlemek çok daha mantıklı bir seçenektir çünkü hem gerçekleştirmesi daha kolaydır (böylece başarmış hissederek sürdürme olasılığınız da artar) hem de sürekliliği yakalamanızı sağlar. Kafanızda somutlaştırması adına bir fili nasıl yiyebileceğinizi düşünebilirsiniz. Bütün olarak fili nasıl yiyeceğinizi düşünüp durmak yerine parçalara ayırarak yemek sonuca daha hızlı ulaşmanızı sağlayacaktır.

Hedefe giden yolda alışkanlıkların önemi

Tüm bunlardan bağımsız olarak alışkanlık oluşturmaya dair asıl amacımızın bir anda sonuca ulaşmak olmadığını, süreci inşa etmek olduğunu tekrar vurgulamak isterim. Hedefler yön belirlemesi açısından oldukça yararlıdır fakat ilerlemeyi belirleyen şey kendinize kuracağınız sistemler olacaktır. Herkesin hedefinin piyasaları kavramak olduğunu düşündüğümüzde kazanan ve kaybedenleri birbirinden ayıran şeyin hedefler olmadığını, hedeflerine ulaşmak için kullandıkları yol olduğunu fark etmelisiniz. Ayrıca bir hedefe ulaşmak yalnızca anlık bir değişiklik yaratır. Bu sorunları yalnızca sonuç düzeyinde çözmeye benzer. Öte yandan kendinize alışkanlıklardan oluşan bir sistem yaratmak kişiliğinizin evrilmesini sağlar.

Unutmayalım ki her hedefin arkasında üstü örtülü bir varsayım vardır. Birçok kişi hedefine ulaştığında mutlu olacağını düşünür. Fakat aslında olan mutluluğu sürekli bir sonraki ana erteliyor olmamızdır. Mutluluk, gelecekteki bizin keyif süreceği ve sürekli ulaşmaya çalıştığımız fakat ulaşamadığımız havuca benzer. Sonuçtan çok sürece aşina olmayı ve sürecin kendisini mutluluk sebebi hâline getirmeyi öğrenmek çok daha tatmin edici olacaktır.

Kendinize bir sistem kurmanın ve sürecin kendisini sevmeyi öğrenmenin neden önemli olduğunu yukarıdaki görsele bakarak anlayabilirsiniz. Sürekli tekrar yapmanın bir süre sonra rutine bağladığından sıkıcı hâle geldiğinden bahsetmiştik. Eğer sürekli dışsal bir kaynak (motivasyon) arayışında olursanız bir yukarı bir aşağı gidip gelmeniz çok olasıdır çünkü sahip olduğunuz motivasyon bir süre sizi yukarı götürdükten sonra sönmeye başlayacaktır. Bu örüntüyü birkaç kere tekrar edebilirsiniz fakat bu durum zamanla canınızı daha çok sıkmaya ve sizi pes etmeye sürükleyecektir. Piyasa okuması yapmaya yeni başlayan birçok kişinin birkaç eğitim aldıktan ve bir süre çalıştıktan sonra bırakmasının sebeplerinden birisinin bu olduğunu düşünüyorum.

Öte yandan kendinize alışkanlıklardan oluşan bir sistem kurduğunuzda ilerlemeniz rutine bağlayacaktır. Hayatın rutine bağlaması kişiler tarafından kötü veya sıkıcı olarak algılanır fakat aslında en temel ihtiyaçlarımızdan birisi olan güvenlik hissini beslemekte, çevremize dair belirsizlikleri azaltmaktadır çünkü beyin, her zaman yaptığı şeyi yapmaktadır. Öğrenmesi gereken yeni bir şey veya yeni bir tehlike olmadığı için görece daha az stres ve baskı hissetmektedir. Peki alışkanlıklardan oluşan bir sistemi nasıl kurabilirsiniz? Bu kısmı kendi sürecimden örnekler vererek anlatacağım.

“Kendi dünyanızın sadece tüketicisi değil, tasarımcısı da olun”

Öncelikle halihazırdaki alışkanlıklarınızın farkına varmalısınız. Carl Gustav Jung “Siz bilinçsiz olanı bilinçli hâle getirene kadar, o sizin hayatınızı yönlendirmeye devam eder ve siz buna kader dersiniz” demiş. Bir davranış ne kadar otomatikleşirse onu bilinçli olarak düşünme ve fark etme olasılığınız o kadar azalır. Tekrarlanan eylemler otomatik hâle geldiğinde bir süre sonra yaptığımız şeylerin doğru olup olmadığını sorgulamayız ve fark etmeden hata yapmaya, önemli noktaları atlamaya başlarız. Kendi alışkanlıklarınızı sorgularken yalnızca kendinize değil, çevrenize de bakabilirsiniz. Yakınlığın ve sosyal normların davranışlarımız üzerinde çok güçlü bir etkisi bulunmaktadır. Çoğu zaman farkında olmadan çevremizdeki kişilerin özelliklerini, becerilerini ve davranış pratiklerini benimsemeye başlarız. Özellikle üç sosyal grubun alışkanlıklarını taklit etmeye daha çok meyilliyizdir: Bize yakın olan kişiler (aile ve arkadaşlar), çoğunluğu oluşturan kişiler (toplum) ve güçlü olan kişiler (statü ve prestij sahipleri). İlgili örüntüler çevremizde sıklıklar görüldüğü için de “normal” olarak algılanmaya başlanır. Bunun evrimsel açıdan adaptif bir tarafı da bulunmaktadır. Çoğu zaman tek başımıza haklı olmaktansa grupla birlikte yanılmayı yeğleriz. Yatırım yapmaya ve trade atmaya yönelik alışkanlıklarınızda kendinizi ve çevrenizi sorgulamak ilk temel adımımızdı. Davranış değişikliği süreci daima farkındalıkla başlar.

Sırada sürecin kendisini oluşturmak var. Dikkatli bakacak olursanız birçok insan davranışının sıralı alışkanlıklardan oluştuğunu fark edebilirsiniz. Yapacağınız bir şeye, genellikle yapmayı henüz bitirdiğiniz şeye dayanarak karar verirsiniz. Örneğin tuvalete gitmek ellerinizi yıkamaya ve kurulamaya yol açar. Havlunuz kirlenir, çamaşır makinesine atarsınız ve makineye deterjan atıp çalıştırır, ardından kuruması için asarsınız. Dolayısıyla çoğu davranışın tek başına gerçekleşmediğini ve bu döngüye uyduğunu, her eylemin bir sonraki davranışı tetikleyen bir işarete dönüştüğünü söyleyebiliriz. Bu döngüyü kendi alışkanlık sistemimize nasıl entegre edebiliriz?

Motivasyon ritüeli nedir?

Ben sürece motivasyon ritüelleriyle başlamanın çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Motivasyon ritüeli, bir işe başlamadan önce sizi motive eden ve enerjinizi artıran eylemler olarak tanımlanabilir. Örneğin ben işe başlamadan önce her gün ilk önce kahvemi yapıyor, sonrasında odamın camlarını açıyor ve temiz hava eşliğinde yaklaşık 20 dakika komik videolar izliyorum.

Sonrasında ise önceden belirlediğiniz eylemleri gerçekleştirmelisiniz. Bu noktada eylemleri hedeflerinizle örtüşecek şekilde “Şu davranışı, şu zamanda, şu kadar süreliğine, şurada gerçekleştireceğim” gibi net bir biçimde planlamalısınız. Plansız bir şekilde hareket etmeniz sürekliliği sağlamanız açısından oldukça zorlayıcı olacaktır çünkü her seferinde zamanınızın bir miktarını planlamaya ayırmak zorunda kalacaksınız.

Birkaç eylemi birbirine bağlamak da oldukça etkili bir yoldur. James Clear tarafından “Alışkanlık İstifleme – Minik Alışkanlıklar Tarifi” olarak isimlendirilen bu yönteme göre “X alışkanlığından sonra Y alışkanlığını sürdüreceğim” şeklinde bir bakış açısı kişilerin alışkanlıklarını daha çok sahiplenmesini ve sürekliliği korumasını sağlamakta. Örneğin benim ilk zamanlardaki genel rutinim şu şekildeydi: Sabah erken saatlerde kalkıp motivasyon ritüelimi gerçekleştirdikten sonra davranışsal ekonomi üzerine üç saatlik okuma yapıyordum. Okumalarım bittiğinde ise kahvaltımı yapıp onun ardından da haberleri okuyup dört saat boyunca grafiklere çalışıyordum.

Çalışan kişiler için bu tarz bir rutin oluşturmanın zor olduğunun farkındayım fakat eğer yatırımcı veya trader olmak istiyorsanız çalışma saatlerinizden sonra kendinize zaman yaratarak yukarıdaki süreleri kıstığınız bir program yaratabilirsiniz. Süreklilik ve tekrar olmadığı sürece başarılı bir yatırımcı veya trader olmanız ne yazık ki oldukça zor. Örneğin işten eve geldiğinizde dinlenip, ardından biraz komik video izleyip kahvenizi içtikten sonra bir saat grafiklere çalışıp bir saat kitap okuyabilir, güzel bir duşla günü kapatabilirsiniz.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.