Yükleniyor...

Kiyosaki’nin gözünden nakit akışı ve gelecek (II)

Robert Kiyosaki’nin kaleme aldığı Nakit Akışı kitabına dair yazı serimizin ikinci bölümüyle devam ediyoruz.

Robert Kiyosaki btc

Robert Kiyosaki’nin kaleme aldığı Nakit Akışı kitabına dair yazı serimizin ikinci bölümüyle devam ediyoruz.

Kiyosaki’ye göre bizler iyi bir yatırımcı olmak istiyorsak dört boyutta kendimizi eğitmeliyiz: Beden, Akıl, Duygu ve Ruh. Örneğin kendisini mental açıdan çok iyi eğitmiş bir kişinin başarısızlığını duygularını yönetmeyi eğitememesinde arayabiliriz. Belki kişi alabileceği her eğitimi almış, teorik anlamda kendisini çok iyi beslemiştir fakat henüz hiçbir pratik yapmadığı için öğrendiklerinin uygulamadaki yansımasının nasıl olduğunu, alacağı işlemlerin psikolojisine ve duygudurumuna etkisini görememiştir. Dolayısıyla öğrendiklerini eyleme dökmediği sürece başarısız olmaya mahkumdur. Yani kişiler kendilerini yalnızca bilgisel anlamda değil, mental ve duygusal olarak da eğitmek zorundadır.

Bedensel eğitimin önemi

Bunun yanı sıra kişiler kendilerini aynı zamanda bedensel anlamda da eğitmek zorundadır. “Beden” boyutunu hem fiziksel hareketlilik bağlamında hem de fiziksel farkındalık bağlamında değerlendirebiliriz. “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” sözünü hatırlayalım. Birçok çalışma düzenli egzersiz yapan kişilerin başarı oranının artığını, beyin fonksiyonlarının geliştiğini (hafıza, dikkat ve öğrenme gibi süreçlerde iyileşmeler görülür) bu kişilerin bedensel farkındalığının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda düzenli egzersiz yapmak hem dikkatinizi bir süreliğine piyasalardan çekmenize yardımcı olacak (piyasalara ne kadar çok bakarsanız o kadar başarılı olursunuz gibi bir kural yok), hem fiziksel sağlığınızı olumlu anlamda etkileyecek (kan dolaşımınız iyileşecek, fiziksel farkındalığınız artacak, kendinizi daha dinç hissetmeye başlayacak ve daha birçok fayda elde edeceksiniz) hem de vücudunuzu tanıdıkça duygularınızı ve düşüncelerinizi de daha doğru bir şekilde değerlendirebilmenizi sağlayacaktır. Yani duygularınızı tanıyabilmenin bir yolu da vücudunuzu tanımaktan geçmektedir. Kimisinin çok kaygılandığında veya stres altındayken kalp atışları hızlanırken kimisinin midesi bulanır ve kusma isteği hisseder. Bu gibi belirtilere kulak vermeniz başarı oranınızı iyileştirecektir.

Gelişim sürecinde hata yapmanın getirdiği nimetler

“Başarı kötü bir öğretmendir. Öğrendiklerimizin çoğunu hata yaptığımızda kazanırız. Hatalarımız, başarıya giden sürecin bir parçasıdır. Dolayısıyla hata yapmadan başarıya ulaşmak çok zordur.” Hata yapmayı nasıl karşıladığınız gelişim serüveninizde oldukça büyük öneme sahiptir çünkü süreç boyunca birçok iniş çıkış olacağına emin olabilirsiniz. Bazı geceler kayıplarınız yüzünden uyuyamayacak, psikolojik ve duygusal açıdan kötü hissedecek, yanlış kararlar alacak, bazı geceler ise başarmış olmanın sarhoşluğunda boğulacak, kazançlarınızı sevdiklerinizle kutlayacak ve geleceğinizin nasıl olacağına dair hayaller kuracaksınız.

Yalnızca aptallar her zaman doğruyu bilebileceklerini düşünür

Birçok insan yaşadıkları hayal kırıklıklarını ya da yaptıkları hataları görmezden gelmeye ve yok saymaya çalışmakta, bunlar için başkalarını suçlamaktadır. Öte yandan gelişim odaklı bir bakış açısıyla yaklaşarak bunları öğrenme sürecinin bir parçası olarak görmek çok daha doğru ve yerindedir. Eskilerin dediği gibi “Bir musibet, bin nasihatten iyidir”. Gören gözler için olumsuzluklardan da çok fazla şey öğrenmek mümkündür. Her zaman için yanılabileceğinizi, hata yapabileceğinizi ve olumsuzluklarla karşılaşabileceğini bilmelisiniz. Yalnızca aptallar her zaman doğruyu bilebileceklerini düşünür. Servetinizi yitirdiğinizde onu tekrar yapabilmenizin tek yolu kişisel özellikleriniz ve bakış açınızdır. Kendi şirketinden kovulup sonraki başarılı girişimleriyle tekrar eski görevine dönen birçok örnek mevcut. Örneğin Steve Jobs, Apple’dan kovulduktan sonra NeXT Computer’ı kurdu ve inovatif fikirlerini sürdürmeye devam etti. Sonrasında ise Apple, NeXT Computer’ı satın aldı ve Steve Jobs eski görevine geri döndü. Bu hikâyede Steve Jobs’u ayakta tutan parası değildi; kişisel özellikleri, karakteri, kendisine koyduğu amaç ve hedefleriydi.

Gelecekten hiçbir zaman emin olamayız fakat hem olumlu senaryolara hem de olumsuz senaryolara kulak vermek zorundayız. Farklı görüşlerin zenginliği bakış açımızı da genişleterek farklı senaryolara hazırlıklı olmamıza yardımcı olacaktır. Piyasadaki birçok yatırımcının yaptığı en büyük hata kendi aldığı işlemlerle aynı yönde olan fikirleri dinleyip tam tersi fikirleri ise görmezden gelmesidir. Dolayısıyla fiyatlar istemediği yönde ilerleyince hazırlıksız yakalanan bir kişi muhtemelen paniğe kapılarak anlık kararlar vermek zorunda kalacaktır. Aldığı kararların doğruluğu ise hissettiği duygu ve düşüncelerine bağlı olarak değişecektir.

Güçlü ve akıllı bir yatırımcı olmak için

Kriz ve büyük düşüş zamanlarını düşünelim. Kimileri için bu zamanlar ne yapacağını bilmediği, hükümeti veya büyük şirketleri suçladığı ve dönemi nasıl atlatacağını veya ne yapacağını bilmediği, sonucun ne olacağını bekleyerek geçirdiği bir dönem olurken, bir başka grup ise kriz ve düşüş zamanlarını fırsat olarak görerek yatırımlarını artırmaya, kredi çekip daha fazla yatırım yapmaya çalışır. Sahip olduğu beceriler (esneklik, hızlı aksiyon alabilme, imkân yaratabilme) sayesinde zenginliklerini daha da katlarlar. Özetle kimse geleceği bilemez fakat farklı planlar yaparak, önceki hatalarından dersler çıkararak (belki de önceden yaşanan bir krizde çok fazla zarar etmiştir) hazırlıklı olmaya çalışabilir, güçlü ve akıllı bir yatırımcı olmak için çabalayabilir. Erken yaşta yatırımcı olmaya başlayan kişiler içinse daha fazla şansın olduğunu söyleyebiliriz çünkü bu kişilerin önlerinde hem daha fazla zaman hem de daha çok fırsat olacaktır, tabii ki yalnızca bakmak yerine görebilmeyi de başarabilirlerse…

Son olarak Kiyosaki’ye göre beş tip insan bulunmaktadır: Çok para kazanan fakat işinden nefret eden insanlar, hiç para kazanamayıp işinden nefret eden insanlar, yalnızca para için çalışan insanlar, hiç para kazanamayıp işini seven insanlar (ki bunlar da bir süre sonra hayat kaliteleri düştüğü için işlerinden vazgeçmek zorunda kalabiliyorlar) ve son olarak çok para kazanıp işini seven insanlar.

Zaman zaman kendinizden ya da yaptıklarınızdan şüphe duyacağınız zamanlar olacaktır fakat her ne olursa olsun kendinize inanmaya devam etmek zorundasınız. Pes ettiğiniz sürece bırakmak istediğiniz hayatı bırakamayacak, sızlanmaya ya da yorulmaya devam edeceksiniz. Yalnızca okuyarak, izleyerek ya da bir şeyleri takip ederek para kazanılmıyor, servet yaratılmıyor. Yapabileceğiniz şeylere inanarak eyleme geçmek ve sabır göstermek uzun vadede varlıklı birisi olabilmenin başlangıç noktalarını oluşturmaktadır.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.