Yükleniyor...

ÖZEL RÖPORTAJ: Efe Bulduk’tan ezber bozan açıklamalar

Piyasa değeri bakımından dünyanın en büyük kripto parası Bitcoin (BTC) uzun zamandır 100 bin doların üzerinde tutunmayı başardı.

efe bulduk kripto

Piyasa değeri bakımından dünyanın en büyük kripto parası Bitcoin (BTC) uzun zamandır 100 bin doların üzerinde tutunmayı başardı. ABD kaynaklı gümrük vergilerinin küresel ekonomide yarattığı belirsizliklerin yanı sıra İsrail’in İran’ı vurmasına rağmen BTC fiyatı bu satırlar yazılırken 105 bin dolardan işlem görüyordu.

Ancak BTC fiyatındaki bu istikrar çoğu altcoin’e hiç yaramadı. Piyasadaki Bitcoin hakimiyeti halen çok yüksek seviyede ve çoğu altcoin’de yaprak kımıldamıyor. Peki bu tablo daha ne kadar devam edecek?

Geçtiğimiz hafta düzenlenen İstanbul Fintech Week’e katılan Türkiye kripto sektörünün öncü isimlerinden ekonomist Efe Bulduk, Coinkolik’e özel konuştu. Stablecoin’lerden tokenizasyona, altcoin’lerden kripto benimsenmesine kadar geniş bir yelpazede sorularımızı yanıtlayan Bulduk, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İstanbul Fintech Week’e önceki seneler de katılmıştım ama hiç bu kadar yoğun bir Web3 programı hatırlamıyorum. Bu yıl neredeyse tüm paneller Web3 teknolojilerine göz kırpıyor. Bu durumu nasıl görüyorsun? Kripto sektörü paydaşları bu tablodan medet ummalı mı?

Dünyada kriptonun ve Web3’ün rüştünü ispatladığı bir döneme giriyoruz. Bir zamanlar hepimize deli gözüyle bakılıyordu. Fakat artık dünyada insanların kariyerlerini bu alanda inşa ettiklerini ve buraya para koyduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bunun sonucunda bu etkinlikte bir sürü banka var. Amerika tarafında regülasyonların bir noktaya gelmesi ve SEC Başkanı Paul Atkins’in kripto dostu açıklamalarıyla sektörde bir rahatlama yaşandı. Artık Silikon Vadisi’ndeki şirketler buraya daha rahat geliyorlar. Türkiye’deki bankalar ve geleneksel finans kuruluşları da daha rahat geliyorlar.

Bu bizi nasıl etkileyecek? Bu, kriptodaki insanlara geçmişte yaşandığı gibi çok büyük bir coşku getirmeyecek. Eskiden öyleydi hatırlayın. Tesla varlıklarının bir kısmını Bitcoin’de tutacağını açıklıyordu, fiyat uçuyordu. Artık öyle bir dünyada değiliz. O yüzden sosyal medyada sürekli paradigma değişiminden bahsediyorum. Şimdi nasıl bir dünyadayız biliyor musunuz? Kafamız daha rahat, yatırım yapabileceğimiz ve gittiğimiz yönden emin olduğumuz ama geçmişe kıyasla daha az kazanç elde ettiğimiz bir dünyadayız. Eskiden yol çok sisliydi, nereye gittiğimiz belirsizdi. Fakat şimdi yolumuz belli, Antalya’ya varacağız. Ama bugün ama yarın. Bunun kanıtlarını bankaların ve diğer geleneksel finans kuruluşlarının dahil olmasıyla görüyoruz.

Çok sayıda altcoin yatırımcısı olmasının yegane sebebi

Özellikle Türkiye’de kripto yatırımcılarının altcoin’lerde sıkıştığını görüyoruz. Bir türlü hareketlenmeyen altcoin’ler yüzünden yatırımcılarda bıkkınlık söz konusu. Peki Türkiye’de kripto benimsenmesini altcoin’lerden bağımsız büyütmemiz nasıl mümkün olabilir?  

Biz fakir bir milletiz. Biz birikimleri sınırlı bir milletiz. Bunu ülkeyi ya da ülkenin insanlarını aşağılamak için söylemiyorum. Haddime değil. Şunu bu yüzden söylüyorum: Bu sebeple çok sayıda altcoin yatırımcısı var. Bu sebeple insanlar altcoin’lerden bir an önce köşeyi dönmek istiyor. Bu sebeple bu sorunlar yaşanıyor. Buradan sonra kripto yatırımcılarını nasıl artırırız ve nasıl nitelikli bir yatırımcıya çevirebiliriz meselesi yine uzun bir cevaba dayanıyor.

Türkiye’de yatırım kültürünün oturması zaman alıyor ve bu daha yeni başladı. Hatırlarsanız Bitcoin ve kripto paralara yatırım yapan 10 milyon yatırımcıdan önce bizim Borsa İstanbul’da da yatırımcımız yoktu. Dolayısıyla biz Borsa İstanbul’daki yatırımcı sayısını nasıl artırabileceğimizi de tartışıyorduk. Bunun temel nedeni Türkiye’de bir sosyal güvenlik sistemi olması. Amerika gibi ülkelerde sosyal güvenlik sistemi olmadığı için insanlar seve seve yatırım yapıyor. Bizde yatırım yapmana ihtiyaç yoktu bu bir. İkincisiyse yatırım yapacak para da yok. Bu sebeple insanlar Borsa İstanbul’da yatırımcı değildi. Kriptoyla yatırım yapmaya alıştık, Borsa İstanbul’daki halka arzlarla bu temele yayıldı. Şimdi artık insanlar okuyorlar, yazıyorlar ve finans alanında kendilerini eğitiyorlar. Bu, kendine bir kimlik kazandırma süreci.

“Türkiye dolarizasyona mahkum bir ülke”

Türkiye dolarizasyona mahkûm gibi görünen bir ülke. Yani biz, kendi paramızı Türk lirasına çok yüksek mevduat faizi verilmediğinde tutan bir millet değiliz. Bunu geçmişten beri bedelini ödediğimiz acı tecrübelerden biliyoruz. Tutamıyoruz parayı çünkü değerini kaybediyor. Dolayısıyla biz eğer Türkiye’de stablecoin harcatmaya başlarsak ve stablecoin entegrasyonu olursa o zaman sorduğun soruya tam cevap verir. O zaman daha fazla insan kriptoya gelir. Çünkü 7/24 rahatlıkla stablecoin alıp satabildikleri ve bu stablecoin’leri takside ya da markette ödeme aracı olarak kullandıkları bir dünya yaratırsanız hiç ilgilenmeyen bir kısmı çekersiniz. O da bugünün döviz bürosu müşterileri.

Geçmiş Biden yönetimi stablecoin’lerden daha çok merkez bankası dijital paralarına (CBDC’ler) meyilliydi. Ancak yeni gelen Trump yönetimi CBDC’leri kesinlikle istemiyor ve yapılan işlemlerin merkez bankaları tarafından takip edilmesiyle mahremiyetin ihlal edildiğini düşünüyor. Fakat Türkiye de (Dijital Türk lirası) dahil olmak üzere birçok devletin CBDC’lerden yana olduğunu da biliyoruz. Sence burada rüzgâr nereden esecek?

Bu çok önemli bir konu. Stablecoin meselesi çok ama çok mühim. Amerika, merkez bankası dijital paralarına (CBDC’ler) müsaade etmeyeceğiz dedi. Bu, bütün bir iktisat teorisini değiştirebilir. Çünkü programlanabilir bir paradan bahsediyoruz. Bu programlanabilir parayı eğer merkez bankaları yaratırsa bütün iktisat teorisi değişir. Nedenini anlatayım: Merkez bankaları şu an ne yapıyor? Faizi yükseltiyorlar, düşürüyorlar. Para arzını dengelemeye ve kontrol etmeye çalışıyorlar. Siz eğer CBDC’lerle “Ben sana bu parayı veriyorum, sen bu parayı sadece burada harcayabilirsin” diyerek programlarsanız, her şeyi regüle etmiş olursunuz. Şu anda mevcutta sistem böyle çalışmıyor. Bunun en iyi örneğini Türkiye’de görüyoruz. Devlet diyor ki krediyi azalttım. Kredi vermemesindeki temel neden enflasyonu ve talebi baskılamak. Ama millet ne yapıyor? Bir buçuk yıl öncesine kadar ihtiyaç kredisi çekip altın alıyordu. Elbet vardır etrafınızda, krediyi çekip olan bütün parayla dolar alan. Bu, programlanabilir parayla mümkün değil. Dolayısıyla CBDC işi çok acayip bir konu. ABD buna belki hayır dedi ama savunan ülkeler de var.

“Stablecoin’ler Amerikan borcunun satılabilirliğini artırıyor”

Bir diğer önemli konu da özel şirketler tarafından ihraç edilen stablecoin’ler. Bu durum Amerikan borcunun satılabilirliğini artırıyor. Geçen hafta Amerika’daydım. Her Allah’ın kulu stablecoin çıkartıyor. Başkan yeşil ışığı yaktı, yürü. Şu an belki 30 tane vardır stablecoin, bir o kadar daha çıkacak. Niye? Daha güzel iş mi var? Sen bana paranı ver, ben sana coin vereyim. Bunu herkes yapmak ister.

Öte yandan Türkiye’nin stablecoin oluşturması için öncelikle paranın stabil olması lazım. Paraya talep olması gerekiyor. Türk lirasına oluşan talebe inorganik diyebiliriz.

“Gayrimenkullerin tokenizasyonu ön planda olacak”

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hatice Karahan’ın sabahki konuşmasında tokenizasyon konusuna ayrıca değinmesini nasıl değerlendiriyorsun? Keza yeni kripto yasasında gerçek dünya varlıklarının (RWA) düzenlenmesine ilişkin kapının aralandığına dair görüşler söz konusu.

Gerçek dünya varlıklarının tokenizasyon işi en rahat anlayabildikleri konu. Evin tokenize edilmesini anlıyorlar ve evet, buraya yeşil ışık yaktılar. Çünkü kafalarına yatıyor. Bunun arkasında çok ciddi yatırım yapan büyük bir inşaat şirketiyle konuştum. 2017’den beri tokenizasyon işine kafa yoruyormuş. Tokenizasyonun JP Morgan’ı olmak istiyormuş. Burası bir sürü iş insanı ve girişimcinin ilgisini çeken bir alan. Burası gelişmeye de devam edecek. Yıkıcı bir inovasyondan bahsediyoruz. Büyük inşaat şirketleri de buraya girecek. O zaman daha fazla tokenizasyon göreceğiz. Bu hem talebi hem de arzı karşılıyor, dolayısıyla iyi bir örnek.

Hisse senetlerini ve değerli varlıkları tokenize etmeye başladığınızda, ki buna evler de dahil, o zaman bambaşka bir kitleye açılabilirsiniz. Çünkü insanlara faydalı bir şey yapmadığınız zaman ürününüzün hiçbir anlamı yok. A kişisi şunu diyebilmeli: “Ben evimi satamıyorum. Evimi 10’a bölersem satabilirim. O yüzden ben evimi tokenize edebilirim. Ve oldukça da güvenli.”

“Ethereum fiyatı 4000 bin doları bulacak”

Piyasanın genel gidişatı hakkında ne düşünüyorsun? Uzun zamandır altcoin’lerde bekleyen yatırımcıları kısa vadede nasıl bir gelecek bekliyor?

Uzun bir süredir görüşüm sabit. CNBC-e’ye çıkıp Bitcoin yıl sonunda 200 bin dolar olur demiştim. 150-180 bin dolarda tepe yapacak gibi, yüzde 10’luk yanılma payım var. Ethereum yorumum daha yakın vadeli. Ether için 4000 bin dolar demiştim. Ben yorum yaptığımda 1500 dolardı, şu an 2800. Düşüncelerim değişmedi. Ether eğer günlük kapanışını ya da haftalık kapanışını 2800 doların üzerinde tutunduğunda, yukarı doğru momentum hızlanır ve fiyat çok çabuk 4000 dolara gelir diye düşünüyorum. Piyasa yapıcıların gamma squeeze’i var burada. Çünkü Ethereum bir süredir yükselmediği için elinde tuttukları Ether’leri short pozisyonlar ve opsiyonlarla hedge’lediler. Onlar almak zorunda kalacak. Zaten tahtalarda derinlik az, tak diye 4000 doları bulur ve ben haklı çıkarım. Bana hakaret eden ve küfredenlerle dalga geçeceğim göreceksiniz.

“Bitcoin’in yolu belli”

Bitcoin ise bambaşka bir seviyeye geldi ve görüyorsunuz 100 bin doların altına düşmüyor. Düşmez mi? Yine düşebilir. Önemli olan bu değil ki: Bitcoin’in yolu belli. Birikim için almanız lazım, ev aldığınız zaman sürekli emlak fiyatlarına bakıyor musunuz? Böyle bir düşünce yapısına girmek lazım.

“Market maker’lar piyasayla top gibi oynuyor”

Altcoin’lerin bir kısmı tamamen bir suç silahı gibiydi. İnanın eğer bildiklerimi, şahit olduklarımı duysanız mideniz ağzınıza gelir. Özellikle Singapur ve Hong Kong’da yer alan birçok Çinli piyasa yapıcı, piyasayla top gibi oynuyorlar. Bunlar hiç iyi niyetli değiller. İnsanın içindeki ying yang savaşı gibi iyiyle kötünün düzenli olarak altcoin piyasasında savaştığını görüyoruz. Ne demeye çalışıyorum? Bir tane projeden bahsetmek istiyorum. Binance’te listelendi ve ben de yatırımcıları arasındayım. Projenin iki kurucusu var, bir tanesi diğerine söylemeden bir anlaşma yapıyor ve projenin elindeki token’ları piyasaya yıkmaya çalışıyor. Binance tarihinde listelendikten sonra en çok düşen proje oldu. Şimdi sen bu projeyi sadece dışarıdan yorumladığında yanlışa düşüyorsun. Çünkü içeride bir güç savaşı ve apayrı bir denge söz konusu. Bundan nasıl kurtuluruz? Neye göre yatırım yapabiliriz?

“Hikayesi olan altcoin’leri tercih edin”

Değerlemesi absürt noktalara giden projelerden uzak durun. FARTCOIN mesela. Buradan çok para kazanılabilir ama bir girer sonra çıkamazsınız. Öngöremezsiniz. Tam kazandım zannederseniz, zarara girersin. Bu sefer elin satmaya gitmez, zarara girdikçe girersin. Hikayesi olan altcoin’ler daha düşük risk barındırıyor, bunlara yatırım yapılabilir. Birçoğu çöp olacak tıpkı Özgür Demirtaş’ın dediği gibi… Bir kısmı da ilgi ve alakayla içeriye fare kapanı gibi getiriyor, bunların çoğu da memecoin. Bunlardan para kazanılır ama nerede çıkacağınızı iyi bilmeniz gerekiyor. Eğer ki yatırım yapılacaksa, hikâyesi olan altcoin’lere kısa süreli yatırım yapmak lazım.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.