Yükleniyor...

Piyasanın en zor dersi: Hazzın ertelenmesi ve bekleyebilmek

“Çocuklardan öğrenecek çok şeyimiz var” sözünü çok severim. Bugün sizlere çocuklarla yapılan bir deneyden hareketle trade süreçlerinde kârlı pozisyonları neden uzun süre tutamadığımızdan, hızlı bir şekilde kâr alıp sonrasında pozisyon TP noktamıza geldiğinde pişman olduğumuzdan ve bu konuda neler yapabileceğimizden bahsetmek istiyorum.

Stanford Üniversitesi’nde gerçekleştirilen Marshmallow Deneyi’nde çocuklar bir odaya alınıp masanın başına oturtulmuştur. Masada bir tabak ve tabağın üzerinde de bir adet marshmallow bulunmaktadır. Görev çok basittir, çocuklardan tabaktaki marshmallowu deneyci gelene kadar yememeleri istenmektedir. Eğer yememeyi başarırlarsa görevin sonunda bir adet marshmallow daha alacaklardır. Deney her ne kadar kolay görünse de 4 yaşındaki çocuklar için hazzı erteleyebilmek ve önlerindeki tatlıyı yemeden durabilmek oldukça zordur. Kimisi gözlerini kapatarak, kimisi dilini değdirerek, kimisi koklayarak, kimisiyse yalnızca ellemeye çalışarak yememek için direnmektedir. Bazı çocuklar ise bir süre sonra dayanamayarak ya ufak ısırıklar almakta ya da hepsini yemektedir. Oldukça komik olan bu deneyi ve çocukların tepkilerini aşağıda izleyebilirsiniz:

Aslında hayatın her alanında da benzer bir zihin yapısına sahibiz. Deneydeki “Marshmallow”un yalnızca somut bir nesne olduğunu, onun yerine dilediğiniz herhangi bir şeyi koyabileceğinizi unutmayalım. Konumuz trade ve yatırım olduğu için bizler kârda olan pozisyonları düşünebiliriz.

Anlık kazancın getirdiği coşkuyu kaybetmek kim ister?

Öncelikle evrimsel açıdan hazzı hızlı bir şekilde elde etmeye ve elimizdeki fırsatları kaçırmamaya odaklıyız. Bir sonraki an ne yaşanacağını kestiremediğimiz için faydacı bir yerden yaklaşıyoruz. Trade aldığınız ve pozisyonu kârlı bir şekilde taşıdığınızı düşünelim. P&L artmaya başladıkça vücudunuzda salgılanan dopamin ve serotonin miktarı da artış gösterir ve bu sayede daha mutlu, daha zinde hissedersiniz. Anlık kazancın getirdiği coşku hoş bir hissiyat olduğundan bunu kaybetmek istemezsiniz. Bu esnada “Ya pozisyon buradan dönerse ve kârı masada bırakırsam” sorusu aklınızın bir köşesinde belirmeye başlar. Kimisi bu soruya odaklanıp derin bir düşünce denizine atlarken (“Hazır kârdayken en azından bir kısmını çekeyim”, “Zaten amacım kasamı büyütmek, az çok demeden pozisyonu kapatayım”, vs.) kimisiyse planına sadık kalmayı ve pozisyonu taşımayı sürdürmektedir.

Marketle inatlaşmak yerine…

Bana göre profesyonel ve disiplinli bir trader olmakla olmamak arasındaki ince çizgi burada ayrılmaktadır. Bir pozisyona girerken daima bir planınız olmalı. Hislerinize ya da markete dair sezgilerinize dayanarak poz almamalı, pozisyona girerken kâr ve stop noktalarınız öncesinde belirlenmeli. Ayrıca stopunuzu koyduğunuz yerin de bir anlamı olmalı. Örneğin ben bu aralar mum formasyonlarıyla işlem almaktayım ve fiyatın formasyonu bozduğu nokta stop olduğum yeri temsil etmekte. O noktadan sonra marketle inatlaşmak yerine kendime yeni bir plan çıkarmayı daha doğru buluyorum ve bu alışkanlığımı korumaya çalışıyorum. Hazzı erteleme ve kârı uzun bir süre taşıyabilmek benim için de oldukça zor. Ben bu noktada deneyciyle anlaşıp deneyin yarısında marshmallowun yarısını yiyip geri kalanını deney sonuna kadar tutmayı tercih ediyorum. Yani pozu taşırken 2R seviyesine ulaştığında maliyetimi alıp (1R) geri kalanını TP noktama kadar tutmayı daha doğru buluyorum. Bu benim hazzı erteleyebilmeme, işlemin stop olmasına dair “korkumu” yenmeme ve daha büyük bir kazancı (hazzı) elde etmeme yardımcı oluyor.

Anlık hazla sonuçlanan eylemleri tercih etmeye meyilliyiz

Doğamız gereği sonucunu uzun bir süre sonra göreceğimiz eylemlere ve planlara kıyasla hızlı bir şekilde, anlık hazla sonuçlanan eylemleri tercih etmeye daha eğilimliyiz. Bundan dolayı birçok kişi spot yatırımcı veya swing trader olmak, dört saat veya günlük zaman dilimleriyle trade atmak yerine scalp traderlığa yönelmekte. Çünkü spot yatırımlarınızın ya da almış olduğunuz swing işlemlerin kazançla sonuçlanması için daha fazla süreye ihtiyaç bulunmaktadır. Pek çok kişi için işlemde bir gün bile beklemek zorken günlerce beklenmesi durumu daha da zorlaştıracaktır. Öte yandan scalp işlemlerdeyse gün içerisinde tepki beklediğiniz bölgelerden birden fazla işlem alabilme imkânınız bulunmaktadır. Genellikle anlık reaksiyonlar takip edilmekte, stop mesafeleri daha kısa olmakta ve küçük bir aralıktaki fiyat yapısı kovalanmaktadır.

Özetle yatırım veya trade davranışı ile sonuçlar arasındaki zamansal boşluk, kişilerin daha riskli davranışlara yönelmesine (hızlı bir şekilde para kazanabilmek için yüksek riskli işlemler açmak, planlarına uymamak gibi) ya da birikim veya yatırım yapmamasına (Bir yıl bekleyeceksem ne anlamı var?) yol açabilmektedir. Marshmallow deneyine dair en büyük çıktılardan birisi olan “Öz Kontrol” bu noktada devreye girmektedir. Bir sonraki yazımızda bu becerinin trade ve yatırım kararlarındaki kritik öneminden bahsedeceğiz.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.