Ben de dahil olmak üzere birçok kişinin trade atarken yaptığını gözlemlediğim hatalara ve düşünce kalıplarına yönelik serimizin ikinci yazısıyla devam ediyoruz.
Arka arkaya kazansanız da kaybetseniz de ilkelerinize ve kurallarınıza bağlı kalmanız gerekmektedir: Peş peşe kazançlı işlemlerle birlikte galibiyet serisine kapılan neredeyse herkes kendisini “başarmış” hissederek yüksek düzeyde dopamin salgılamaya, özgüven patlaması yaşamaya ve kendisini adeta market yapıcı gibi hissederek marketi çözdüğünü düşünmeye başlar. Buna paralel olarak ilke ve kurallarını unutmaya başlar. Bireylerin çoğunluğu hâlihazırda çok fazla para kazanarak kasasını büyüttüğü için alabileceği riskin de artabileceğini düşünerek daha fazla işlem açmaya (hatta bazen girmeyeceği yerlerden bile işlem açmaya), risk aralığını genişletmeye ve daha yüksek tutarlarla pozisyon almaya başlar.
Ara vermeyi deneyin
Yine benzer şekilde arka arkaya kayıplar yaşandığında da bazı kişiler hâlihazırda çok fazla kayıp yaşadıkları için kalan paralarının da gitmesinin önemsiz olacağını düşünerek gereksiz riskler almaya ve adeta kumar oynamaya eğilirken, bazılarıysa yaşadığı kayıplardan dolayı bozguna uğramış bir şekilde korku ve kaygıya kapılarak işlem almaktan kaçınmaya, olumsuz genellemelere başvurarak bir daha başarılı olamayacağını düşünmeye ve pes etmeye eğilimli olmaktadır. Her iki davranış örüntüsünde de (arka arkaya kazanmak veya kaybetmek) yapılması gereken şey biraz ara vermektir. Bu noktada bazı kişiler kafalarını dağıtmak amacıyla çeşitli aktivitelere (koşu, yüzme, yürüyüş vs.) başvururken, bazılarıysa eski işlemlerini değerlendirmeye veya finansal okuryazarlık bağlamında kendilerini geliştirmeye çalışırlar. Ayrıca üst üste alınan bol kazançlı işlemlerden sonra paranızın bir kısmını realize etmeyi unutmamanızı öneririm. Bu sayede aslında hem risk iştahınızı azaltmış olursunuz hem de aldığınız işlemlerdeki paranın “gerçek” olduğuna dair algınızı beslemiş olursunuz. Konu hakkında geçmişte kaleme aldığım “Kriptoda risk yönetimi nasıl yapılmalı?” başlıklı yazıma göz atabilirsiniz.
Arka arkaya kazandığım zamanlarda piyasaları izlemeye biraz ara vererek kendime zaman ayırmayı daha doğru buluyorum. Kendimize “trader” diyorsak piyasalarda fırsatların hiçbir zaman bitmeyeceğini, özellikle kripto piyasalarında 7/24 aktif olmamız gerektiğini ve bunun imkansız olduğu için ara verilerek sürdürülmesinin sizi hiçbir kayba sürüklemeyeceğini fark etmemiz gerekmektedir.
İntikam trade’ine gerek var mı?
Örneğin ben arkadaşlarımla plan yaptığımda ya da tatile çıkarken herhangi bir işlem almamayı tercih ediyorum. Arka arkaya kazandığım ya da kaybettiğim serilerde ise biraz ara veriyor, eğer alarm kurduğum bir işlemden bildirim gelirse hızlıca bakıp uygun olması durumunda işleme dahil oluyorum. Fakat arka arkaya kaybettiğim zamanlarda işleme girdiğim tutarı da azalttığımı vurgulamalıyım. Arka arkaya kayıplar beni duygudurum açısından daha çok etkilediği için bu noktada temsili rakamlarla (5-10 dolar gibi) işlem alıp trade becerimi tekrardan çerçevelendirmeye özen gösteriyorum. Öte yandan bu noktada birçok trader’ın yaptığı en büyük hata işleme girdiği tutarın miktarını artırarak işi “intikam trade”ine döndürerek kaybettiği parayı da telafi etmeye çalışmasıdır. Bunun yerine dikkatli olmak, kaybınızla yüzleşerek durumu normalleştirmek ve kabul etmek çok daha sağlıklı bir yol olacaktır.
Batık maliyet yanılgısına kapılmak
Zararı durdur (stop-loss) seviyesi belirlemeden işlem almamalısınız: İlk işlem almaya başladığım zamanlarda genellikle giriş yaptığım seviyelerin iyi olduğunu düşünerek stop koyma gereksinimi duymuyordum. Terste kalana kadar da bu hiç sorun olmamıştı. Fakat terste kaldığım bir işlemde (izole marjinle açmıştım) ekleme yapa yapa likidasyon seviyelerimi daha aşağı çekmeye başlamıştım. Her seferinde “buradan döner” diyerek eklemelere devam ettim ve bir süre sonra “batık maliyet yanılgısına” kapıldım. İşlemi bir süre taşıdıktan sonra retest esnasında ufak bir zararla kapatmayı başarabildim ancak o üç günlük süreç benim için çok yorucu ve stresliydi.
Stop belirlememişsen kumar oynuyorsun demektir
Bilgisine ve deneyimine güvendiğim sinanenginnft ile bu durumu konuştuğumda “stop yerini seçemediğin poz, poz değildir” demiş ve “bir pozda stop belirlememişsen ve öyle poz alıyorsan zaten işlem almıyorsun, kumar oynuyorsun” diye eklemişti. Ben stop koymanın önemini deneyimleyerek öğrendim, belki sizlerin de aynı şekilde öğrenmeniz gerekecektir ama yine de unutulmamalı ki stop koymadığınız bir işlemde bulunursanız tüm kural ve ilkelerinizi çiğnemekle kalmaz, aynı zamanda risk yönetiminizi mahvedebilir, duygusal kararlar alarak pozisyonunuzu gereksiz yere taşımak zorunda kalabilir ve psikolojinizi zorlayabilirsiniz. O işlemi ufak bir zararla kapatmıştım fakat yedi defa ekleme yaparak tek pozisyonda sekiz pozluk paramı riske etmiştim, üstelik fiyat her seferinde likidasyon seviyeme yaklaşıyordu. Tüm paramı kaybetmiş olsaydım bir daha işlem almaya elim gider miydi emin değilim. :)
İşlemlerimde stop kullanmayı alışkanlık haline getirdiğimden beri daha rahat ve konforlu hissetmeye başladım. Artık stop seviyemi belirleyemediğim veya belirlediğim stop seviyemin çok da mantıklı olmadığını düşündüğüm işlemi almıyorum. Bir önceki yazıda da belirttiğim üzere teknik analiz bize oyun planımızın olması gücünü verir fakat stratejimizin çalışıp çalışmayacağından hiçbir zaman tam anlamıyla emin olamayız, dolayısıyla stop koymak bu noktada bizim için kanamayı durduracak tampon görevi görecektir.
Ya buradan dönerse?
Zarardaki işlemi durdurmak kadar kârda işlem taşıyabilmek de büyük bir beceridir: Bana göre trader’lıktaki en zor kabiliyetlerden birisi kârda işlem taşıyabilme becerisidir. Kendi trade geçmişimde, mentörlük verdiğim kişilerde ve sosyal medyadaki paylaşımlarda en sık rastladığım konulardan birisinin bu olduğunu söyleyebilirim. İşlem kârlı bir şekilde ilerlerken birçok kişi “Ya buradan dönerse?” korkusuyla işlemini erken sonlandırmaktadır.
Kademeli kâr almanın önemi
Bunun nedenlerini sorgulayacak olursak ilk olarak alınan işleme dair herhangi bir planın veya stratejinin olmaması ya da var olan plan ve stratejiden emin olamama durumundan bahsedebiliriz. Kişiler belirsizlik hisleriyle birlikte strese ve kaygıya kapılır, güvende hissetmek için işlemi kapatır. İkinci olarak sosyal medyadaki diğer kişilerin fiyat hareketlerine dair yorumları ve piyasa yapıcılar tarafından sunulan haberlerle birlikte kişinin var olan algısı bükülerek kendinden ve planından emin olamamasına, güven erozyonuna yol açabilmektedir. Üçüncü olarak var olan kazançları kaybetmeye dair bir korku duyulmaktadır. Ani bir dönüş veya marketteki bir değişiklikle birlikte ellerindeki kazancı tamamen kaybetmektense “aza tamah etmenin” daha mantıklı olduğuna dair bir davranış sergilerler. Son olarak işlemin kârlı bir şekilde ilerlemesi kişilerin dopamin salgılamasına ve “başardım” hissine kapılmasına yol açar. Bu yoğun hisleri ve tatmini kaybetmek istemeyen kişi, pozisyonu kapatmayı daha doğru bulur.
Tıpkı erken kapatmak gibi fiyat hedeflenen bölgeye geldiğinde açgözlülüğe kapılarak işlemi kapatmamak da benzer eğilimlerden beslenmektedir. Bu tarz davranış örüntülerinin önüne geçebilmek adına en baştan tüm seviyelerin (alış, satış, zararı durdur gibi) belirlenip plana sadık kalınması büyük önem arz etmektedir. Daha nötr bir duygudurumundayken belirlediğiniz seviyeleri, zafer sarhoşluğuyla aynı şekilde değerlendirmeyeceğinizi göz önünde bulundurmalısınız. Yine de eğer kazancınızı kaybetmekten korkuyor ya da marketin istediğiniz yönde hareket etmeye devam edeceğini düşünüyorsanız kademeli olarak kâr almayı tercih edebilirsiniz.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.