Bugünkü yazımızda ise bir başka ünlü isim Robert Kiyosaki’nin Zengin Baba Yoksul Baba adlı kitabına dair notlarımı, düşüncelerimi ve değerli bulduğum kısımları sizlerle paylaşacağım.
“Her birinize bahşedilmiş iki eşsiz değer var: biri akıl, diğeriyse zaman. Her ikisini de dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Fazladan kazandığınız her bir dolarlık banknotla yazgınızı belirleme gücü yalnızca sizin elinizde. İster çılgınca harcayıp yoksul olmayı seçersiniz, ister pasif varlıklara yatırarak orta sınıfa dahil olursunuz. İsterseniz aklınızı kullanıp aktif varlıklar edinmenin yollarını öğrenebilir, hedef ve gelecek olarak kendinize serveti seçebilirsiniz. Seçim size ve yalnızca size ait. Elinize geçen her bir dolarla her gün zengin, yoksul ya da orta sınıftan biri olmaya karar verirsiniz.”
Öncelikle unutmamalıyız ki her seçim yalnızca bize aittir. Örneğin yaşadığınız kayıpları başkasını dinlediğinizi söyleyerek dışsallaştırmaya çalışabilirsiniz fakat bu temelde yanlıştır çünkü bir başkası o kişiyi dinlemiyorken siz dinleme yönünde bir seçim yapmış oluyorsunuz. Kiyosaki’nin burada yaptığı kontrol vurgusu her yatırımcının benimsemesi gereken bir ilke. Hayatınız üzerinde kontrolü olan tek kişinin siz olduğunun farkına varmalısınız. Kimleri dinleyip kimleri dinlemeyeceğinizi, hangi eğitimleri alıp hangi kitapları okuyacağınızı ve hangi finansal enstrümanlara yatırım yapacağınızı belirleyen kişi sizsiniz. Elbette dış dünyada yaşanan birçok şey kişileri etkiliyor fakat temelde dış dünyadan gelen işaretleri nasıl yorumlayacağı da kişinin kendisinde bitiyor.
Bir diğer önemli nokta ise akıl ve zamana yaptığı vurgudur. Bana göre akıl ve zaman konusunda yapılabilecek en zekice hamle kişinin hem kendisine hem de finansal ürünlere yatırım yapmaya çok daha erken yaşlarda başlamasıdır. Böylece hem öğrenmek için hem de risk almak için önünüzde çok daha fazla yıl olacaktır. Yatırım yapmaya 20 ve 25 yaşında başlayan iki yatırımcı düşünelim. 20’sinde başlayan yatırımcı 25 yaşına geldiğinde halihazırda çok fazla şey öğrenmişken, 25’inde başlayan yatırımcıysa 30 yaşındakine kıyasla çok daha avantajlı olacaktır.
“Zenginlerin daha da zenginleşmesinin, yoksulların daha da yoksullaşmasının, orta sınıftakilerin de borç içinde çabalamasının nedenlerinden biri para dersini okulda değil evde almaları. Ailelerimizin bakış açısı bizim paraya bakışımızı etkileyen en önemli unsurdur. Bu bakış açısını yıkamadığımız sürece benzer şeyleri düşünmeye, hissetmeye ve yapmaya mahkumuz. Para okullarda öğretilmez, okullarda verilen bilgiler teorilerden ibarettir. Okulunu birincilikle bitirdiği halde borç içerisinde hayatını sürdüren kaç kişi vardır kim bilir?”
Yatırım yapmaya başlayan kişilerin yaptığı en büyük hatalardan birisi etrafındaki kişilerin doğrularını kendi doğruları haline getirmesidir. Birçok kişi hiçbir araştırma yapmadan ya da hiçbir şey okumadan başkalarından duyduklarıyla hareket etmektedir. Hatta çoğu kişi ailesinin doğrularını sürdürmeye eğilimlidir. “Borsa çok tehlikeli bir yer, hiç bulaşma”, “Ev, araba, arsa al sonrasında keyfine bak”, “Elinle tutamadığın bir şeye güvenemezsin”, “Babanın bir arkadaşı da zamanında borsadaydı, sonrasında battı ve tüm hayatı dağıldı” gibi birçok söylemi duymuşsunuzdur. Bunlara dayanarak yalnızca altın yatırımcısı olabilir, ev veya arsa almaktan öteye gidemeyebilirsiniz.
Finansal piyasaların mantığını anlamak
Öte yandan Kiyosaki’ye göre aileden ve yakın çevreden öğrenilen/duyulan bu tarz ifadeler kişilerin nasıl bir yatırımcı olacağını belirlemekte, döngüyü kırmaması durumunda da benzer örüntülerin devam etmesine yol açmaktadır. Kripto paralarla ilk tanıştığımda yakın çevremdeki birçok kişi saçmaladığımı, bu sektörün çok tehlikeli olduğunu ve tüm paramı kaybedebileceğimi söylemişlerdi. Bu tarz söylemlere sürekli maruz kaldığım için de alım yaptığım zaman sürekli kendimden şüphe duyuyordum. Kendimi finansal anlamda eğitmeye başladıktan sonra ise kendi çevremdeki döngüyü kırdığıma inanıyorum. Sektörün gerçekten de tehlikeleri var fakat yatırımcı olmanın doğasında da risk almak bulunmakta. Charlie Munger “Eğer yatırım yaptığınız varlığın değerinin yüzde 50 düşmesine dayanamazsanız, borsada olmamalısınız” demiştir. Dolayısıyla çevrenizdeki kişilerden farklılaşmak için öncelikle finansal piyasaların mantığını anlamalı ve neye, neden yatırım yaptığınızı bilmelisiniz.
Zengin görünmek için lükse başvurmak bizi nereye götürür?
“Yoksullar ve orta sınıf önce lüksleri satın almaya yönelirken, zenginler lüksleri en son satın almaktadır. Parası olan uzun vadeli zenginler önce aktif sütunlarını inşa eder, daha sonra da o sütunun ürettiği gelirle kendi lükslerini satın alırlar. Yoksul ve orta sınıftakiler ise zengin görünmeye çalışmak, kendilerini daha iyi hissetmek adına lükslere başvurur.”
Günümüz dünyasında sosyal medyayla birlikte herkes daha görünür olmaya başladı ve “gösteriş yapmak” moda haline geldi. Birçok kişi kendisini dışarıya daha iyi sunabilmek amacıyla zengin gibi davranmaya çalışmakta. En pahalı telefonları veya aksesuarları almakta, “rezidanslı olmak” için küçücük evlere çok yüksek kiralar vermekte, masraflarını karşılayamayacağı arabalara binmekte. Öte yandan zengin olan kişiler ise parasını pasif ve masraflı (bakım, sigorta vs. masrafları) olacak yatırımlar yerine parasıyla para kazanabileceği yatırımlar için harcamaktadır. Bu noktada Peter Lynch kişinin ilk yatırımının içerisinde barınabileceği bir ev olması gerektiğini, sonrasında diğer yatırımlara çok daha sağlıklı bir şekilde yönelebileceğini vurgulamıştır. Ben de bu görüşe katılmaktayım, böylece kişiler kira derdi olmadan her ay kazandıkları paranın büyük bir kısmını kenara ayırabilecek ve risk alıp para kaybetseler dahi en azından başlarını sokabilecekleri bir yere sahip olacaklardır.
Paradan para kazanmak
Paradan para kazanmak kavramı ise zengin kişiler tarafından sıklıkla kullanılan bir stratejidir. Buradan “Beş ev alırım, kiralarıyla rahat rahat geçinirim” gibi bir anlayış ortaya çıkmasın. Kiyosaki kişinin çok fazla evinin olmasının mantıklı olmayacağını çünkü evin kendisinin çok fazla gideri de olduğunu vurgulamıştır. Kişinin yapması gereken şey yatırımlarını çeşitlendirerek hareket etmesidir. Örneğin faizlerin yüksek olduğu bir dönemde kişiler riskli yatırımlardan kaçınarak paralarını faize atarak yüksek gelir elde edebilirler. Güvendiği yatırım araçlarından kendilerine dengeli bir portföy yaratarak bakiyelerini büyütebilirler. Çok uyguna bir ev alıp sonrasında birkaç dokunuşla o evi çok daha yüksek fiyata satabilirler. Tüm bunları yapabilmek ise fırsatları görebilmekten yani dolayısıyla finansal yetkinlikten ve dönemin şartlarına göre esneyebilmekten geçmektedir.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.