Yükleniyor...

Traderlar İçin Psikolojik Sağlamlık Rehberi

trader-psikolojisi

Coinkolik ekibi tarafından hazırlanan “Trader Günlüğü” adlı programı izleyecek olursanız, programa konuk olan her ismin (skewChart, Erce Arslan, Emre İşlek ve daha nicesi) kendine has bir hikayesi olduğunu, yaşadıkları batışlara rağmen süreçlerini anlamlı bir şeye dönüştürebildiklerini ve tekrar ayağa kalkmayı başarabildiklerini görebilirsiniz. Önceki yazımızda da bahsettiğimiz üzere, bazı kişiler pes edip bırakmayı tercih ederken, bazıları devam etmeyi seçmektedir. Bu kişilerin videolardaki söylemlerine kulak verirseniz, psikolojik sağlamlığa dair çok şey öğrenebilirsiniz. Psikolojik sağlamlığı artırmaya dair Aziz ve Baehr’in kitabında bahsettiği önerilere devam ediyoruz.

Frankl’ın Hayatta Kalma Stratejisi

Victor Frankl, Nazi toplama kamplarında ailesiyle birlikte uzun süre tutsak kalmış bir psikiyatristtir. Bu dönemde tüm ailesini ve eşini kaybetmiş, sayısız ölüm ve işkenceye tanıklık etmiştir. Böylesine insanlık dışı koşullarda bile hayatta kalmayı başaran Frankl, psikolojik dayanıklılığın en güçlü örneklerinden biri olarak kabul edilir.

Frankl, hayatta kalıp pes etmemesinin en büyük nedeninin yaptığı her şeyde bir anlam bulmak olduğunu söylemiştir. Hayatta kalabilmek için kendine amaçlar yaratmıştır. Örneğin esir tutulduğu günlerde, savaş sonrasında toplama kamplarının ve ekstrem stresin insan psikolojisine etkilerini anlatmayı, bu konuda insanlara dersler vermeyi ana amacı haline getirdiğini vurgulamıştır. Yaşayıp yaşamayacağını bile bilmediği bir dönemde, bu hedef ona devam edebilme gücü vermiştir.

Kamptan kurtulduktan sonra da bu hedefine ulaşmış; kaleme aldığı “İnsanın Anlam Arayışı” kitabında insanın en zorlu, en umutsuz anlarda bile bir anlam bulabileceğini ya da gerekirse o anlamı yaratabileceğini vurgulamıştır. Onun bakış açısına göre insan, koşullar ne kadar acımasız olursa olsun, tavrını seçme ve yaşamına yön verme özgürlüğüne sahiptir.

Sosyal psikolog James W. Pennebaker’a göre stres yaratan deneyimleri anlamlı hikâyelere dönüştürmek hem iyileştiren hem de geliştiren bir süreçtir. Pennebaker’a göre günlük tutmak da bu sürecin güçlü bir örneği olarak değerlendirilebilir. Bastırılmış duygular, sırlar ve içimizde tuttuğumuz düşünceler zamanla bizi içten içe tüketmeye başlar.

Kazançtan Daha Değerli Bir Araç Olarak Trade Günlüğü

Tıpkı gündelik yaşamınızla ilgili tuttuğunuz bir günlük gibi, trade günlüğü de yaşadığınız deneyimlerin, duyguların ve düşüncelerin bir yansımasıdır. Kazançla sonuçlanan işlemlerinizi yazdıkça motivasyonunuzu artırır, kendinize güveninizi tazelersiniz. Yaşadığınız olumsuz deneyimleri yazmak, paylaşmak veya anlamlandırmak ise duygularınızı bastırmak yerine dışa vurmanızı sağlar, zihinsel yükünüzü hafifletir. Bu süreç, hem duygusal ve psikolojik dengenizi korumanıza hem de aynı hataları tekrar etmemenize ve dolayısıyla öğrenmenize ve gelişmenize yardımcı olur. 

Stresli ya da üzüntülü anlarda yaşadıklarınızı birine anlatmak, o kişi bir günlük bile olsa, aslında kendinize iyi olacağınızı ve toparlanacağınızı hatırlatır. İlerleyen dönemlerde benzer durumlarla karşılaştığınızda, geçmiş notlarınıza dönmek, zorlu zamanları aşabildiğinizi hatırlatır ve dayanıklılığınızı güçlendirir.

Yazmak Bir Duygu Düzenleme Stratejisidir

Psikoterapi ekollerinin birçoğunda da yazmak, duygu düzenleme ve farkındalık kazandırma aracı olarak kullanılır. Araştırmalar, yazmanın hem bilişsel hem de duygusal düzeyde iyileştirici bir etkisi olduğunu ve kişilerin zorlu durumlarla başa çıkabilmesine yardımcı olduğunu defalarca göstermiştir. Ufak bir not bırakacak olursam, görüştüğüm bazı kişiler günlüklerinde yalnızca başarısız oldukları işlemlere yer verdiklerini belirtmişti ancak tutulan günlükte yalnızca başarız işlemlere değil, başarılı işlemlere de yer vermek dengeyi sağlayabilmek açısından oldukça önemlidir.

Aziz ve Baehr, trade günlüklerinin yalnızca yazılı değil, YouTube üzerinden video formatında da tutulabileceğini belirtmektedir. Bu sayede, sesli bir şekilde dışa vurmanın iyileştirici gücünden yararlanmakla kalmaz; hem kamera karşısında kendinizi ifade etme becerinizi hem pozlarınızı anlatmaya ve eğitim vermeye dair yeteneklerinizi geliştirebilir, özgüveninizi ve iyi oluşunuzu artırabilirsiniz. Videolarda işlemlerinizi anlatabilir, neyi doğru neyi yanlış yaptığınızı değerlendirebilirsiniz. Bu günlükleri haftalık olarak düzenlemek, hem ilerlemenizi izlemenize hem de kendi gelişiminizin tanığı olmanıza yardımcı olacaktır. Başarısız pozisyonlar alan bir kişinin bunları YouTube üzerinden paylaşarak başarı hikayesine dönüştürmesi de anlam yaratmaya dair güzel bir örnek olabilir.

Pes Etmemek İçin Net Bir Pusula: Amacını Bulmak

Sıfırdan bir şeyler öğrenmeye çalışmak, öğrendiklerinizi grafiklere yansıtmak için çabalamak, grafiklerin başında saatlerinizi, günlerinizi, hatta aylarınızı geçirmek… Tüm bunlar, traderlık yolculuğunun doğal bir parçasıdır. Üstelik bu süreçte uzun bir süre boyunca para kazanamamak, hatta kaybetmek de oldukça olasıdır. Her şeyi öğrenmiş ya da düzenli kazanç elde etseniz bile zaman zaman gerileyeceğiniz, tökezleyeceğiniz ya da motivasyonunuzu kaybedeceğiniz anlar olacaktır.

Bu noktada pes etmemek için amacınızı net bir şekilde tanımlamak ve onu kendinize sık sık hatırlatmak büyük önem taşır. Çünkü amaç, zorlu süreçlerde size yön verir; neden başladığınızı hatırlatır. Nasıl ki ormanda kaybolduğunuzda bir pusulaya veya haritaya ihtiyacınız olacaksa; yolculuğunuzda kaybolduğunuz zamanlarda da amacınız pusula ve harita görevi görecektir. Nerede olduğunuzu, nereye gitmek istediğinizi ve hangi yöne adım atmanız gerektiğini size hatırlatır.

Grup Desteği ile Dayanıklılığı Artırmak

Traderlık, aynı davranışları her gün, bıkmadan usanmadan tekrar etmeyi gerektirir. Bu her zaman kolay olmayabilir. Bunu sağlamak için başkalarının desteğinden yararlanabilirsiniz. Destekleyici arkadaşlara ve topluluklara sahip olmak, düştüğünüz veya yorulduğunuz zamanlarda sırtınızı yaslayabileceğiniz kişiler anlamına gelir. Kendinize bir trade arkadaşı veya topluluk oluşturursanız (ya da var olanlara katılırsanız), bu gibi zamanlarda onların enerjisinden ve desteğinden faydalanabilirsiniz.

Evrimsel açıdan bakıldığında, insan aslında gruplar hâlinde yaşayan sosyal bir varlıktır. Belirsizliklerin ve güvensizliklerin hat safhada olduğu bir ortamda tek başınıza kalmaktansa grupla birlikte olmak çok daha adaptiftir; hayatta kalma ve üreme şansınızı artırır. Modern dünyanın dayattığı bireyci kültürü reddedip doğamızı kabul etmek ve başkalarıyla birlikte hareket etmek çok daha akılcı olacaktır. Hem bilgisine hem yaklaşımına gerçekten güvendiğiniz kişileri etrafınıza toplarsanız, onların getirdiği faydalardan da yararlanabilirsiniz ;) 

Aziz ve Baehr, Dr. Brett Steenbarger ile yaptıkları röportajdan ilginç bir örnek paylaşmaktadır: Olimpik yüzücü olduğunuzu hayal edin. Havuzda tek başınıza da yüzebilirsiniz, yüzme kulüplerine katılıp rakiplerinizle birlikte de. Peki, hangisinde daha çok gelişirsiniz? Tek başınıza olduğunuzda yalnızca hızlı yüzmeye odaklanırsınız; fakat sizin gibi diğerleriyle çevrili olduğunuzda, diğerlerine kıyasla nerede olduğunuzu gözlemler, diğerlerinin yüzme tekniklerini inceler, birbirinizi hem teknik hem performans açısından geliştirir ve birlikte hızlanırsınız.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.