Yükleniyor...

COVID-19 ve Kripto Para Borsaları

Dünya Şubat ayından beridir uzun zamandır görülmemiş ve hiç beklenmedik bir krizle boğuşuyor:

COVID 19 Kripto Para Borsası

Dünya Şubat ayından beridir uzun zamandır görülmemiş ve hiç beklenmedik bir krizle boğuşuyor: COVID-19. Küresel salgın hâlini alan ve hızla tüm ülkeleri etkileyen COVID-19 salgını, elbette kaçınılmaz olarak küresel ekonomiyi de vurdu. Zâten nicedir bıçak sırtında olan küresel ekonomi, uzun süredir büyük bir kriz beklentisinin de var olduğu hesâba katılırsa, küresel salgın nedeniyle uçurumun eşiğine geldi. Dünyanın önde gelen ekonomilerine sâhip ülkelerde peş peşe îlân edilen sokağa çıkma yasakları, işletmelerin kapatılması ve piyasaların faaliyetinin durdurulması ya da kısıtlanması neticesinde ekonomi çok yavaşladı. Ama daha yıkıcı olan, salgının yarattığı korku ve panik oldu. Distopik bir bilim-kurgu filminin ortasında kalıverdiğini hisseden insanlar, elbette hızla nakite geçmek istediler ve büyük ya da küçük fark etmeksizin neredeyse tüm yatırımcılar nakite yöneldi.

Hâl böyle olunca, kaçınılmaz olarak kripto para piyasası da beklemediği büyük bir darbe yedi ve 2 yılın ardından yükseliş emâresi göstermeye başlayan piyasa dibi gördü. Piyasada yaşanan bu kısa süreli panik hâli sırasında birçok kripto para borsasının ciddî sıkıntılar yaşadığına, bâzılarının kepenklerini indirmekle karşı karşıya kaldığına tanık olduk.

Ve tabii ki akıllara hemen şu soru geldi:

“COVID-19 salgını yüzünden bir kripto para borsası kapanırsa, borsanın kullanıcılarının hukukî durumu ne olacak?”

Bu sorunun cevabı, kolayca tahmin edebileceğiniz üzere, hukukla ilgili konularda sıkça sözü geçen “mücbir sebep” kavramından geçiyor. Bu nedenle öncelikle mücbir sebebin en olduğundan başlayalım.

Mücbir sebep, bir taahhüdün, borcun ya da sorumluluğun yerine getirilmesine engel olan ve üzerinde tarafların herhangi bir etkisinin bulunmadığı, taraflarca gerçekleşmesi ya da sonuçlarının ağırlığı öngörülemeyen, tarafların almış olduğu tüm önlemleri aşan olay ya da durumdur. Ölüm, tutukluluk ya da hüküm giyme, doğal âfet ve benzeri olay ve durumlar mücbir sebebe örnek olarak gösterilebilir. Bir olay ya da durumun mücbir sebep teşkîl edip etmediği, olayın ya da durumun kendine özgü şartları değerlendirilerek tespit edilir. Yâni her olay ve durum her zaman mücbir sebep teşkîl etmeyebilir.

Buna göre COVID-19 salgını mücbir sebep teşkîl eder mi?

İşte asıl tartışma konusu da burada patlak veriyor. Hukukumuzda mücbir sebebi açık ve net olarak târifleyen bir kânun hükmü mevcut değil. Mücbir sebep, Borçlar Kânunu başta olmak üzere, mevzuatın içinde yer alan dağınık ve muğlâk hükümlerden yola çıkılarak yargı makâmı tarafından yapılan yorum neticesinde tespit ediliyor. Daha Türkçesi ile, bir olay ya da durumun mücbir sebep olup olmadığına olayın ya da durumun özelinde yargı makâmınca karar veriliyor. Ülkemizde COVID-19 salgınını mücbir sebep olarak tespit eden ya da bunun aksi yönünde hüküm tesis eden herhangi bir emsâl karar henüz mevcut değil. Bu bağlamda, bir kripto para borsasının COVID-19 salgınını gerekçe göstererek faaliyetlerini durdurması nedeniyle borsa kullanıcılarının aleyhine oluşacak zararlar konusunda bir hukukî boşluk mevcut. Böyle bir durumda yaşanacak yargılama sürecinin emsâl nitelikte olacağı da şüphesiz. Yargı makâmının böyle bir yargılama sürecinin sonunda COVID-19 salgınının kripto para borsasının faaliyetleri açısından mücbir sebep teşkîl edip etmeyeceğine dâir varacağı hüküm, borsa kullanıcılarının zararı konusundaki hukukî durumu da belirleyecektir.

Bu yargılama süreçlerinden çıkacak kararların ne yönde olacağını kestirmek ise kolay değil. Çünkü COVID-19 salgını bir mücbir sebep olarak tespit edilip hükme bağlansa bile, hâlâ kripto para borsalarının birer basîretli tâcir olarak değerlendirilerek kısmen ya da tamâmen sorumlu tutulması mümkün. Milyonlarca dolarlık bir piyasada hatırı sayılır büyüklükte ekonomik faaliyet gösteren bu şirketlerin, onlara göre daha zayıf kabûl edilen borsa kullanıcılarının, yâni tüketicilerin uğradığı zararlardan kısmen ya da tamâmen sorumlu tutulmaları şaşırtıcı olmaz.

Kripto para borsalarının üyelik sözleşmelerinde mücbir sebebi tanımlayan ve bununla ilgili düzenlemelerin, özellikle borsa kullanıcıları aleyhine hüküm doğuran ve şirketin sorumluluğunu ortadan kaldırmayı ya da sınırlandırmayı amaç edinmiş düzenlemelerin olası dâvâ süreçleri sonunda yargı makâmınca haksız şart olarak nitelendirilmesi ve hükümsüz sayılması da yine ciddî bir olasılık. Zîrâ hukukumuzda, özellikle tüketici hukukumuzda, şirketlerce önceden hazırlanmış ve tüketiciye peşin peşin dayatılan, üzerinde tartışma ve uzlaşma imkânı sağlanmayan şablon sözleşmelere pek itibâr edilmiyor. Şirketin güçlü, tüketicinin zayıf konumda olduğu kabûl ediliyor. Şirketlerin şablon sözleşmelerle tüketicinin hak arama imkânlarını kısıtladığına dâir yerleşik hukukî görüş mevcut. Bu nedenle, kripto para borsalarının bu şablon üyelik sözleşmelerinde yer alan mücbir sebep tanımlarına ve buna ilişkin hükümlere fazla güvenmemeleri yerinde olur.

COVID-19 salgını bitse ya da kontrol altına alınsa bile, ekonomik etkilerini daha uzun süre sürdüreceğe benziyor. Bunun bir yansıması da elbet hukuk alanında görülecektir. Gerek kripto para borsalarının gerekse borsa kullanıcılarının şimdiden başlayan bu hukukî tartışmaları ve gelişmeleri yakından tâkip etmeleri kendileri için faydalı olacaktır.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.


ck x banner